Ülkemizin bir tarım ülkesi olduğu hep söylenir ve bu yüzden
tarım ve zirai ilaç satış yerleri de çiftçilerin ihtiyaç duyduğu satış noktaları arasına girer.
Özellikle ekonomisi tarıma dayanan şehirlerde ve yeşillikler içindeki kıyı kasabalarında tarım ve zirai ilaç satış yerleri mutlaka çarşılarda görülen dükkânlardandır. Çarşı esnafı olarak küçük işletmeler içindedirler. Bazen meyve ve sebze alımı da yapan toptancıların yedek işi de olabilir.
Hatta bazılarında evcil hayvan satışı bile yapılır. Ama bu hayvanlar kedi veya köpek türü değil, civciv veya oğlak türüdür, yani büyüdükleri zaman gene ürün veren hayvanlardandır. Hormonlu gübre satışının yapıldığı ise vitrinlerde özellikle belirtilir. Bölge bütünüyle meyve ve sebze üretimine dayandığı için Antalya il merkezi ve ilçelerinde, buğday ekilen İç Anadolu şehirlerinde, zeytinciliğin merkezi olan Ayvalık ve civarında, narenciye ürünlerinin bahçeleri kapladığı Köyceğiz, Dalaman, Datça gibi Güney Ege ilçelerinde tarım ve zirai ilaç satış yerleri görmek gayet doğaldır. Bu dükkânlara gelen gidenler de zaten hemşeriler olarak birbirini tanır.
Tarım İlaçları Dendiği Zaman
Fakat
tarım ilaçları, kimyasal gübreler ve peşinden gelen ekolojiden söz edildiği zaman işin içine başka hususlar girer.
Zirai mücadele, tarım ilaçları, kimyasal gübre dikkat edilmesi gereken malzemelerdir aslında. Bu yüzden günümüzde pek çok kişi tarım ürünlerinde bu çeşit ilaçların kullanılmasını istemiyor. Organik tarım kavramı bu yüzden ortaya çıktı. Organik tarımda ürünün yetişmesinin hiçbir aşamasında ilaç kullanılmıyor.
Hatta başlangıçta özellikle yerli tohum kullanımı destekleniyor. Son yıllarda gittikçe artan doğaya dönüş özlemi ve büyük şehirlerden kaçarak kırsal kesimde yaşama isteği organik tarım ile beslenmeyi de beraberinde getiriyor. Sonuçta bu şekilde düşünenler tarafından tarım ve zirai ilaçlar tümüyle suçlu ilan ediliyor. Kimyasal gübreler zaten istenmiyor. Tarımda yok edici, azaltıcı, uzaklaştırıcı olarak kullanılan zirai ilaçların doğanın dengesini bozduğu iddia ediliyor. Bütün bu düşüncelerin gölgesinde tarımda kimyasal gübre ve ilaç kullanımı (pestisit) sürüyor.
Fakat denetimli bir kullanım yapıldığını ve ilaçlamanın son çare vaziyetinde çiftçilere anlatıldığını konuyla ilgili olarak eklemek gerek. Ayrıca bu ilaçların nasıl ve ne zaman kullanılacağı da tarım ilaçları satış yerlerinde açıklanmaktadır. Tarım İl Müdürlükleri tarafından yapılan denetimler hem satışı hem de ürünlerdeki ilaç kalıntılarını kontrol eder. Bu denetimler özellikle hasat öncesi yapılmaktadır.
Ayrıca tarımda
zirai ilaç kullanımı daha çok bilinçsizce ilaç kullanılmasıyla tehlikeli hale gelmektedir. Seralarda yetişen salatalıkların bir gecede büyüdüğünün söylenmesi, büyürken çıtır çıtır ses bile çıkarıyor denmesi bu bölgelerde konuşulan bir sera efsanesidir. Fakat en büyük domates alıcımız Rusya’ya ihraç edilen ürünlerin bazı partilerinde normalden fazla kimyasal ilaç kalıntısına rastlanması ve bu nedenle ürünün geri çevrilmesi de efsaneleri doğrular niteliktedir.
Sınava Girerek Bayi Olunuyor
Konu ilgili bakanlığa bağlı tarım il müdürlükleri tarafından Zirai Mücadele İlaçları Kontrol Yönetmeliği, Zirai Mücadele İlaçları Etiket Yönetmeliği, Zirai İlaç Bayiliği Yönetmeliği gibi yasal düzenlemelerle takip edilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca tarım ve zirai ilaç satış yerleri şeklinde çalışan işyerlerini açmak zirai ilaç bayi sınavına girilmesi ve ruhsat alınması mecburidir. Kısacası bu konu salataları bir gecede büyütecek kadar yoğun hormon kullanılıyor şeklinde kestirip atılamaz.
Bilinçli tarım yapmak hatta daha genel anlamda yıllara yayılan bir tarım politikası doğrultusunda planlı tarım yapmak pek çok sorunu çözecektir. Ülkemiz her zaman için dünyada kendi kendini doyurabilen ülkeler arasında sayılmıştır. Çiftçilerimizin bu konudaki emeklerini heba etmemek gerek.
